Bu yıl kendimi dedektif ve suç kitaplarından alamadım. Yani, zaten en sevdiğim türler ama bu sene okuduğum kadar okumamıştım hiç. Bu okuduklarım arasında biraz farklıydı. Kitabın en başında katilin kim olduğunu zaten öğreniyoruz ama kitapta onun karanlık psikolojisini görüyoruz. Katil bir psikiyatrist ve onu yakalamaya çalışan da bir psikiyatrist. Bu yüzden psikoloji ve travmalar üzerine çok duran, oldukça heyecanlı süren bir kitap.
Psikopat adından da anlaşılacağı gibi psikolojik gerilim türünde bir roman. Kitap, FBI’ın seri katil avcısı Dr. Frank Clevenger’ın, rahatsız edici bir dizi olayla karşı karşıya kaldığı bir hikâyeyi anlatıyor. Ablow'un (yani yazarımızın kendisi d) psikiyatrist. Tıbbi psikiyatri bilgisini kullanarak bir katilin zihnini ve motivasyonlarını okuyucuya başarıyla aktardığını düşünüyorum. Kitap, insan doğasının karanlık yönlerine, özellikle narsisizm ve empati eksikliği gibi psikopatolojik unsurlara yoğunlaşırken aynı zamanda toplumsal ve bireysel travmaların insan davranışlarına etkisini de sorguluyor.
Dr. Frank Clevenger hem profesyonel hem de kişisel hayatında karmaşık bir karakter. Kendisi de kusurlu bir insan olduğundan kitabı okurken bu karakter bana hem onunla empati kurdurttu hem de ahlaki açıdan sorgulamalar yaptırttı. Katil karakter ise gerçekçi detaylarla inşa edilmiş; zihnindeki karanlık ve karmaşık yapı okura adeta bir akıl oyunu sunuyor. Ablow, karakter gelişiminde hem psikiyatrik bilgi birikimini hem de edebi yeteneğini ustalıkla kullanmış.
Kitabın en güçlü yönlerinden biri bana göre sürekli tetikte tutan atmosferiydi. Ablow, gerilim dozunu yavaş yavaş artırarak beni hikâyenin içine çekti de çekti. Zaman zaman rahatsız edici derecede ayrıntılı olan cinayet ve suç sahneleri hikâyenin karanlık havasını güçlendiriyor.
Keith Ablow’un anlatımı ise sade ancak etkileyici. Psikolojik terimlerin ve klinik detayların hikâyeye yansıması beni bilgiyle boğmadan öğretici bir yan sundu. Bununla birlikte, bazı bölümlerde olay örgüsü tahmin edilebilir hale gelebiliyor, bu da kitaptaki gerilimi zaman zaman zayıflatıyor. Büyük bir klişe de yakaladım yani kitapta. Spoiler (detay) vermemek için bunu yazmıyorum ama kitabı okuduysanız ya da okursanız tahmin edebilirsiniz diye düşünüyorum.
Okumalı mısınız? Psikolojik gerilim severler için tatmin edici bir roman diye düşünüyorum. Keith Ablow’un psikiyatristlik geçmişi, hikâyeye derinlik ve inandırıcılık katıyor. Kitap, insan zihninin karanlık yönlerini keşfetmek isteyenler için etkileyici bir okuma sunuyor. Ancak bazı okuyucular için rahatsız edici olabilecek sahneler içerdiğinden bu türden hoşlanmayanların dikkatli olması gerekebilir. Genel olarak, Ablow’un hem psikolojik hem de edebi yeteneklerini sergilediği başarılı bir eser ve ben büyük bir zevkle okudum.
Alıntılar
Eğer iyiye ulaşmanın bir yolu varsa o da bütün kötülüklerle tanışmaktan geçer.
Bir toplum olarak hepimiz İsa ya da Gandhi gibi davranabiliriz. Yalnız kaldığımızda ise çoğumuz Terminatör gibi davranıyoruz.
Arınmak kavganın yarısıdır.Kendine gelmeni sağlayacak olan şey doğrucu bir insan olmaktır - acıyı sahiplenmek ve uyuşturucu ya da yalanla uzaklaştırmaya çalışmamak.
Yaşam bir savaş meydanı. Hep öyle oldu ve hep öyle olacak ve eğer öyle olmasaydı, var oluş sona ererdi.
Kitap incelemenizi büyük bir keyifle okudum. Özellikle paylaştığınız alıntılar çok etkileyiciydi; her biri birbirinden değerli ve anlamlıydı. İnceleme, kitabı daha derinlemesine anlamama yardımcı oldu. Ayrıca sitenizi takip etmeye başladım; içerikleriniz gerçekten ilgi çekici ve öğretici. Yeniden görüşmek dileğiyle, başarılarınızın devamını dilerim.
YanıtlaSilTeşekkür ederim ve hoş geldiniz öyleyse.! :)
Silbu tür kitapları kaçırmam ama bunu kaçırmışım yani. okurum. henning mankel kitaplarını da kaçırmağğğ :)
YanıtlaSilHanning Mankel, hmmm... Hangi kitabını okumalıyım ilk, var mı önerdiğin?? :)
Silmannkel'den birçok gerilim kitabı var zaten ancak en önemlisi polisiye serisi kurt wallander, en az on kitap var, ilki karanlık yüz, wallander detektif, filmleri ve dizileri de var hatta young wallander de çekildi. ayıca michael connely'nin harry bosch serisi var, detektif, ilki tünel fareleri. bosch un da dizisi, filmleri var. ikisini de öğütlerim. ayrıca, şimdi iki polisiye prensesi var, ilki irlandalı jane casey. 15 kitabı çevrildi türkçeye. buna da 5. kurban ile başlayabilirsin. maeve kerrigan detektifin adı. casey in de artık bir dizisi var. bir dee karin slaughter. amerikalı. o devam eden seriler yazmıyor. bu dört yazar da iyiler. :)
SilOhh mükemmel, birkaç okuyacağım kitap var şimdi onlardan sonra bunlara geçeceğim. Çok teşekkürler :) <3
SilPsikolojik gerilim türünde en son çoook önce okudum sanırım. Polisiyelerde dedektiflik hikayeleri daha çok ilgimi çekiyor. İşin tatlı yanındayım sanırım :) Ama bu kitap ilgimi çekti. Yakında değil belki ama okumak isterim. Hatta 1000 Kitap listeme ekleyeceğim. Öneri için teşekkürler. :)
YanıtlaSilRica ederim! :)
SilBu kitabı mutlaka alınacaklar listesine ekleyeceğim. Polisiye, gerilim zaten severim okumayı, psikoloji olursa da kaçırmam.
YanıtlaSilSevgili deeptone'un yorumda yazdığı Henning Mankell'in Kurt Wallander serisini ben de okumanızı tavsiye ediyorum. Seri, 10 kitaptan oluşuyor. Ben bir ayda okuyup bitirmiştim. Sonra da kızdım kendime, ne diye hızlı okudum ki. Çünkü serinin devamı yok. Yazar, dedektifi yaşlandırdı ve son noktayı koydu. Aradan epey zaman geçmesine rağmen kitapların içeriği hâlâ aklımdadır. :)
Okuyup bizimle paylaştığınız için teşekkür ediyorum size.
Pekii, ben de okurum Kurt Wallender serisini. İyice merak ettim şimdi seriyi.
SilBen de yorumunuz için teşekkür ederim. :)
Bayılıyorum böyle sindire sindire ilerleyen ama temposunu düşürmeyen kitaplara. Hoopp ekledim lsiteye. Bu yıl ben de polisiyeyi artırsam iyi olacak ^_^
YanıtlaSil