Sabahın erken saatlerinde Güney Şelalesi’ne doğru yola çıktım. Hava geçen günlere göre daha serindi, ormanın içinde sisler henüz dağılmamıştı. Düşmüş ağaçların arasından geçerken, doğanın hem yıkılışını hem yeniden doğuşunu bir arada görmek insana garip bir huzur veriyor. Her adımda toprağın kokusu, yaprakların hışırtısı ve kuşların sesi içime işledi. Yazıma başlamadan resmin altındaki şarkıyı açın lütfen!
Ayrıca bu şarkının Türkçesini de sizinle paylaşmak istiyorum (kendim çevirdim):
Gözlerimi kapatırım
Fener söner
Uyanışın kokusu
Yaban balı ve çiy
Çocukluk oyunları
Ormanlar ve göller
Gümüş dereler
Eski günlerin oyuncakları
Cennet Çayırları
Cennet Çayırları...
Hayret çiçekleri
Ve gizli hazineler
Hayatın çayırında
Benim cennet tarlam
Beş yaşında bir kış kalbi
“Ev” denen yerde
Geçmişin dalgalarında yelken açarak
Cennet Çayırları
Cennet Çayırları
Hayal kuranı olmayan bir sallanan sandalye
Kahkahasız bir tahta salıncak
Oyuncak askerler olmadan bir kum havuzu
Uçuşsuz bir Noel zamanı
Hayallere bağlı bir ömür
Çiçekler solar
Hazineler gizli kalır
Sonbaharın ilk yıldızını görene dek
Uykuya dalarım ve her şeyi görürüm
Anne şefkati ve uçurtmaların rengi
Cennet Çayırları
Cennet Çayırları...
---
Bu şarkı çocukluğun masumiyetine, saflığına ve kaybolmuş cennet gibi görünen o yıllara duyulan özleme odaklanıyor. Şarkının enstrümantal versiyonu da fazlasıyla hoştur:
Şimdi Güney Şelalesi'ne geri dönelim... Biraz ilerleyince şelalenin sesi kulağıma gelmeye başladı. Su, kayalardan aşağıya kat kat dökülüyor, adeta doğanın kendi melodisini söylüyordu. O an kulaklığımda Nightwish’in Meadows of Heaven şarkısı çalıyordu ve manzara müzikle birleşince tarifsiz bir noktaya ulaştı. Kendimi sanki başka bir dünyada, masalsı bir diyarın ortasında buldum.
Şelalenin çevresi yemyeşil bitkilerle kaplıydı. Sis bulutları ağaçların arasından süzülüyor, güneşin ilk ışıklarıyla birleşerek olağanüstü bir atmosfer yaratıyordu. Bir an için zaman durmuş gibiydi; sadece doğa, suyun ritmi ve kalbimin attığını hissettim.
Buraya önceden de gitmiş ve bazı resimler paylaşmıştım. Denizli’nin Güney ilçesinde yer alan bu şelale, bölgenin en güzel doğal harikalarından biri. Yaklaşık 20 metre yükseklikten akan sularıyla ziyaretçilerini büyülüyor. Çevresindeki zengin bitki örtüsü, serin havası ve huzurlu atmosferiyle doğayla baş başa kalmak isteyenler için mükemmel bir kaçış noktasıdır.
Bugün şelalede geçirdiğim saatler, bana hem huzuru hem mutluluğu bir arada yaşattı. Fotoğraflarıma yansıyan sisli manzaralar, devrilmiş ağaçlar ve yeşilin her tonu, bu büyülü deneyimin küçük bir yansıması sadece. Önceki gittiğimde (o zamanlar 2019 ya da 2020 yılıydı sanırım, emin değilim) çektiğim bazı resimler:




Hiç yorum yok: