Çiçeklerin Şarkısı: Kaybolan Hatıraların İzinde

 Çiçeklerin Şarkısı hikayemin devamı... İlk bölümleri görmek için: Edebi Denemelerim



Çiçeklerin Şarkısı

↝ Kaybolan Hatıraların İzinde ↜


Diğer gün önceki günün aksine oldukça sakin ve sıradandı. İkizler bu duruma biraz şaşkındı. Sanki dün hiçbir şey olmamış gibi davranıyordu herkes. Acaba gerçekten rüya mı görmüşlerdi? İkizler ne kadar aynı hayatı yaşıyor olsa da gördükleri rüyalar aynı olmazdı genelde. Sevgi, teyzelerinde ziyafet çektiğini görür Eda ise Olcay'ı görürdü rüyasında. Halbuki ona karşı bir şey hissettiği de yoktu arkadaşlıktan öte. Ama çok sık görüyordu işte. Rüyasında Olcay ona hep farklı çiçekler getirirdi ve rüya hep farklı sonlanırdı. Bazen çiçeği kafasına yer Olcay ağlayarak annesinin yanına döner, bazen Eda ona sarılır ve öper, sonsuza kadar onunla olacağını söylerdi. Bu rüyayı gördüğünde terler içinde uyanır ve uyandığında rüya olduğuna şükrederdi - ya da kabus. Sanki kendisinin değil de Olcay'ın rüyasıydı bunlar. Amaan, Olcay'da Eda'yla arkadaşlıktan öte ilgilenmiyordu ki. İlgileniyor muydu yoksa? 


Sınıfın içinde sessizlik hakimdi. Öğretmenleri oldukça monoton bir sesle dersi anlatıyor, kelimeleri birer yorgun asker gibi sessizce dökülüyordu dudağından. Tahtaya yazılanları sadece birkaç kişi not ediyor, gerisi tıpkı Eda gibi sıkılmış ve farklı düşüncelere dalmıştı. Eda orta sıranın arkasında oturuyordu. Camdan dışarıya dalmıştı. Hoş bir hava vardı dışarıda. Ilık bir serinlik camdan içeri sızıyor, ağaçların da uyuz hışırtıları eşliğinde öğrencileri sanki uyutmak için yavaş bir şarkı mırıldanıyordu ilkbaharın tazeliğiyle dolu olan gün. Rüzgar hafif şiddetlenip Eda'nın yüzünü yalayınca Eda irkildi. Açık olan camın yanında oturan Olcay'ın yanına geçti.


Olcay notlarını alıyor, hocayı ilgiyle dinliyordu. Ona göre savaşı kazanmakta olan askerler gibi geliyor olmalıydı öğretmenin her kelimesi. Sınıfın birincisi ve öğretmenlerin gözdesiydi Olcay. Biraz içine kapanık ama oldukça da arkadaş canlısıydı. Eda'nın yanına gelmesiyle o da irkildi. Zoraki bir şekilde gülümsedi, belli ki rahatsız olmuştu sevgili öğretmeninin dersinden koparılınca ama belli etmemek için zor tutuyordu kendini.


"Dün o olay sırasında seni gördüm patikanın arkasında. Ama İrfan amca ve diğerleri bizi mağaradan almaya geldiklerinde orada değildin. Neredeydin?" diye sordu Eda merakla. Olcay'ın bakışlarının değiştiğini fark etti. Tedirginlik sezdi gözlerinde. Fakat Olcay bir düşündükten sonra cevapladı sorusunu.


"Dersin bitmesini bekleyemedin mi sormak için Eda? Açıkçası düne dair çok bir şey hatırlamıyorum. Patikanın arkasına iteklendim rüzgardan dolayı, sonra dönüyordum ve... Sonrasını hatırlamıyorum işte. Kafamı bir yere çarpmış olmalıyım. Kendime geldiğimde evdeydim. Şimdi başka sorun varsa lütfen dersten sonra sor." diyerek Eda'yı kesin bir dille başından savdı.


Eda dudaklarını bükerek yerine geçti. İyice canı sıkılmıştı. Olcay'ın kendisini böyle savmasına alınmıştı da. Bu sıkıcı dersi nasıl eğlenceli hale getirebileceğini bilemedi. Olcay için bu çok kolay olmalıydı. Tekrar ona baktı ve iç geçirdi. Hemen derse tekrar odaklanmıştı, Eda için bu büyük bir yetenekti. İçinden taktir etti ve yine düşüncelere daldı. Bir süre sonra yanında oturan ve hocayı pür dikkat dinleyen bir diğer kişiyi, yani kardeşini, dürttü. Olcay'ı sevemiyordu Sevgi. Onunla bir yarış halindeydi hep ama henüz o yarışı kazanamamıştı. Sınıfın birincisi olmak için canla başla çalışıyordu ama Olcay hep bir adım öndeydi. Bu sinirini bozuyordu.


"Ne var Eda" dedi rahatsız olduğunu saklamaya gerek duymadan Sevgi. Eda, kardeşinin agresif davranışlarına alışkındı. O, öyleydi. Bazen kendisini ciddi anlamda incittiği zamanlar olurdu ama sonra bir şekilde gönlünü almayı başarırdı. 


"Kimsenin dün ki olaydan bahsetmemesi garip değil mi? Bu işte bir iş var gibi hissetmeye başladım. Bak ne diyeceğim, o mağaraya bugün tekrar gidelim mi? Bence orada bir şeyler bulacağız bu sefer." gerçekten oraya çok gitmek için heyecanlı olduğu yüzünden anlaşılıyordu. Sevgi emin değildi ve iyi şeyler sezmiyordu bununla ilgili.


"Olmaz Eda. Hem eve geç kalırsak anneme hesap vermek zorunda kalırız, ayrıca yarına yetiştirmemiz gereken proje ödevimiz var, hatırlatırım." Eda ısrar etmedi. Kendi başına gitmeye karar verdi. Herkes uyuduktan sonra gidecekti. Büyük bir sabırsızlık içindeydi. Saat daha sabahın on biriydi ve önünde daha üç dersi vardı. Eda, Sevgi'nin ona baktığını ve aklından geçenleri anladığını fark etmemişti.  Sevgi ise tek kelime etmemiş ve aslında eğer kardeşi böyle bir şeyi aklından geçiriyorsa o da onunla gitmeye karar vermişti. O zamana tüm ödevleri bitmiş olur, annesine de hesap vermek zorunda kalmazlardı. İçinde kötü bir his olsa da bununla ilgili bastırmaya çalıştı. Başına bir şey geleceğini düşünmüyordu. Varilya Kasabası dünyanın en zararsız kasabalarından biriydi. Yıllar önce olan o garip olay dışında hiçbir ilginçlik görmemişti. İnsanlar birbirine karşı oldukça saygılıydı. Birbirlerini sevmedikleri olurdu, küçük kavgaları da olurdu ama her şey hemen çözülürdü. Huzursuzluğu sevmezdi bu kasaba. Ayrıca Eda kafasına koyduğunu her zaman yapan, inatçı biriydi. Yapma, etme demek onda işe yaramazdı. Evet, işte bu yüzden, ona eşlik edecekti. 

10 yorum

  1. hımm neler olacak bakalımlım. mağara ve geçmişteki olay :) enid blyton var yazar onun gibi yazıyooon seen :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hmm çocuk kitabı yazarıymış. Bu da çocuk hikayesi zati, olabilir tabii :)

      Sil
    2. aksiyonlu çocuk hikayeleri eveet :) mağaralar, keşifler filan :)

      Sil
  2. Yorum yapabilmek için önceki iki bölümü de okudum. Aslında fantastik öykülerle pek ilgilenmem. Fakat aynı Duygu Emanet gibi bu dalda hayal gücünüzün yüksek ve kaleminizin kuvvetli olduğunu düşünüyorum. Kırmızı bisikletin yanındaki beyaz kâğıtta ne yazıyor acaba?:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim. Çocuk hikayesi olarak başladım aslında zaten buna ve kendimi geliştirmek için bu tarz yazıyorum genelde şu anlık. İlerisi için daha çok polisiyeye kaçan denemeler yazmayı düşünüyorum. Teşekkür ederim zamanınızı ayırdığınız için :)

      Sil
  3. Devamı gelmiş. :) Bu bölüm daha sakin olmuş ama Eda karakterini biraz daha tanımak ve onun bakış açısından diğerlerini görmek güzeldi. Kalemine sağlık. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim! Aslında o günü bitirmeyi düşünüyordum, o zaman biraz daha hareketli olacaktı ama o zaman da çok uzun olacaktı. Bir - iki güne yazarım devamını da:)

      Sil
  4. Heyecanlı bir öykü ,bakalım neler olacak.

    YanıtlaSil
  5. İkizlerin ilk bölümleri aklımda. Bu bölümü de sonraki zamanda bloğunuza uğrayıp okuyacağım Zeynep Hanım. Görüşmek üzere...:)

    YanıtlaSil
  6. Öykünün bu bölümünü de ne güzel okuyordum, bir an da bitiverdi. Yazının akışında mağaraya giderler sanıyordum. :)
    Bir sonraki bölümde ikizlerin mağaraya gidişlerini merakla bekleyeceğim Zeynep Hanım. :)
    Beyninize, kaleminize sağlık olsun. Okuması keyif veren ve meraklandıran bu öykü için tebrik ediyorum sizi.

    YanıtlaSil

Son Instagram Gönderilerim
@kayipfisilti

Instagram

Kayıp Fısıltı. Theme by STS.